The Importance of Lalazari's al-Cawahir al-Kalamiyya among the Commentaries of Kasida al-Nuniyya / Lâlezârî'nin el-Cevâhiru'l-kalemiyye Adlı Eserinin Kaside-i Nûniyye Şerh Geleneğindeki Yeri

Cawahir al-'Akaid of Hızır Bey, which is known as Kasida al-Nuniyya, is paid special attention in Ottoman period by writing lots of commentaries. To study the commentaries of Nuniyya inclusively would help to understand Ottoman kalam thought. The commentaries written in Ottoman Turkish and Arab...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published inTasavvur-Tekirdağ İlahiyat dergisi Vol. 5; no. 1; p. 417
Main Author Kutlu, Hakan
Format Journal Article
LanguageTurkish
Published Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi, Theology 01.01.2019
Subjects
Online AccessGet full text

Cover

Loading…
More Information
Summary:Cawahir al-'Akaid of Hızır Bey, which is known as Kasida al-Nuniyya, is paid special attention in Ottoman period by writing lots of commentaries. To study the commentaries of Nuniyya inclusively would help to understand Ottoman kalam thought. The commentaries written in Ottoman Turkish and Arabic on Nuniyye, especially the commentary of Hayali and the commentaries on Hayali's commentary, has an incomparable importance to investigate Ottoman kalam thought which has continued for five centuries. One of these commentaries is al-Cawahir al-Kalamiyya which has been wrote in Arabic by Lalazari who is known as Sufi scholar. This article aims to find out the importance of al-Cawahir al-Kalamiyya in Ottoman kalam tradition, to enhance knowledge about the writer and the commentary, and finally to understand the tradition of Kasida al-Nuniyya's commentaries. Hızır Bey’in Kaside-i Nûniyye adıyla şöhret bulan Cevâhiru’l-akâid adlı manzum kelâm metni, kendisinden sonraki Osmanlı kelâm düşüncesinde çokça itina gösterilen ve şerh edilen konumunda olmuştur. Nûniyye etrafında oluşan geleneğin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi, Osmanlı düşüncesinin bu uzun soluklu tecrübesine dair çok mühim veriler elde edilmesini sağlayacaktır. Yaklaşık beş yüz yıllık bir zaman dilimini içeren bu tecrübede Nûniyye üzerine hem Osmanlıca hem de Arapça şerhler yazılırken, ilk şerh olan Hâyâlî’nin eseri etrafında hâşiye çalışmaları da oluşmuştur. Bu metne yazılan Arapça şerhlerin sonuncusu olma özelliğini taşıyan el-Cevâhiru’l-kalemiyyeise tasavvufî kimliği ile tebarüz eden Lâlezârî’nin kaleminden çıkmıştır. Bu çalışma ile Lâlezârî’nin el-Cevâhiru’l-kalemiyye’sinin söz konusu geleneğin içerisindeki konumunu tayin etmemiz, müellif ve eserini daha kapsamlı bir şekilde ihata etmenin beraberinde genel anlamda Kaside-i Nûniyye şerh geleneğinin Osmanlı kelâm düşüncesindeki yerinin daha iyi idrak edilmesine de önemli bir katkı sunacaktır.
ISSN:2619-9130