Çiçeklerin gizli dili

Gizlemek ve gizlenmek için yaratılan bütün yöntemler gizli dil olarak adlandırılmıştır. Türk dil ve kültür tarihine bakıldığında birçok gizli dilin kullanıldığı görülmektedir. Kalaycı Dili, Dilce/Erkiletçe/Vartanca, Teberce ve Islık Dili bugün Türkiye’de yaşayan gizli dillerdir. Osmanlı toplumunda i...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published inMillî folklor Vol. 32; no. 127; pp. 194 - 208
Main Author Keskin, Neslihan Koç
Format Journal Article
LanguageTurkish
Published Ankara Geleneksel Yayıncılık 2020
Milli Folklor Dergisi
Subjects
Online AccessGet full text

Cover

Loading…
More Information
Summary:Gizlemek ve gizlenmek için yaratılan bütün yöntemler gizli dil olarak adlandırılmıştır. Türk dil ve kültür tarihine bakıldığında birçok gizli dilin kullanıldığı görülmektedir. Kalaycı Dili, Dilce/Erkiletçe/Vartanca, Teberce ve Islık Dili bugün Türkiye’de yaşayan gizli dillerdir. Osmanlı toplumunda ise bitkiler, çiçekler, meyveler, sebzeler, kumaş parçaları ve renkler gibi pek çok unsur kadın ve erkekler arasında iletişimi sağlayan gizli bir dil olarak kullanılmıştır. Bilindiği kadarıyla ilk olarak Fransız sefirinin sekreteri Du Vignau; 1688’de yazdığı Le Secretaire Turc adlı eserinde, 179 unsurun anlamlarını vermiş ve “selam dili” olarak bu gizli dilden bahsetmiştir. Ondan bir yüzyıl sonra 1718 yılında Lady Mary Wortley Montagu, bir mektubunda 17 örnek vererek bu nesne dilini söz konusu etmiştir. 1809 yılında ise Joseph von Hammer-Purgstall haremdeki kadınlardan derlediği bir listeyi yayımlamış, 1811 yılında ise bu listeye birtakım ilavelerde bulunmuştur. Hemen hemen aynı zamanlarda, 1814’te yazılmaya başlanan ve 1819 yılında tamamlanan Doğu Batı Divanı’nda Goethe, kızların şallarına dokudukları çiçek motifleri ile bir aşk dili oluşturduklarını belirtir. 1886 tarihli diğer bir liste ise Zsuzsa Kasuk ve Cemil Öztürk tarafından bir bildiri ile tanıtılmıştır. Yine aynı yüzyıla ait “Der Muammâ-yı Zen-Pâre Biraderlere Her Bâr Lâzım Olan Ma’nâlardır Ki Vaktile Her Biri Bin Gurûş Eder” başlıklı başka Gülçin Edith Ambros tarafından Kasuk ve Hammer’in listeleriyle karşılaştırılarak yayımlanmıştır. Bu listelerde çiçekler önemli bir yer arz etmektedir. 20. yüzyıla gelindiğinde Avanzâde Mehmed Süleymân, Frasızca bir eserden tercüme ederek Lisân-t Ezhâr ve Hasan Bahri de Lehçe-i Ezhâr adlarıyla çiçeklerin ön planda olduğu benzer listeler yayımlamışlardır. Lehçe-i Ezhâr, Hasan Bahri’nin kadınlar için kaleme aldığı/tercüme ettiği ve 1919 yılında yayımlanmış öz bakım ve görgü kuralları kitabı olan Kadınlara Mahsus Pembe Kitap’m içinde bir bölüm olarak yer alır. Lehçe-i Ezhâr’da çiçek, bitki, ot, meyveli/meyvesiz ağaç olmak üzere toplam 179 farklı türe yer verilmiştir. Lehçe-i Ezhâr’da, çiçeklerin “aşk ve haberleşme vasıtası” olduğu ve de kadın ile erkek arasında gizli bir iletişim sağladığı üzerinde durulmuştur. Her bir çiçek, bitki, ot, meyveli/meyvesiz ağaç türünün anlamını veren Bahri, bu anlamların kadınlar ve erkekler tarafından bilinmesi gerektiğinin altını önemle çizmiştir. Lehçe-i Ezhâr, adı geçen unsurlar ve onlara atfedilen anlamlar sebebiyle söz konusu listelerden ayrılır. Lisân-ı Ezhâr ve Lehçe-i Ezhâr’a kadar çiçek adlarına (gösteren) karşılık olan anlamlar (gösterilen) yine çiçek adlarıyla gül/kül örneğinde olduğu gibi kâfiyeli kelimeler ile bitmektedir. Lisân-ı Ezhâr ve Lehçe-i Ezhâr’da bu şekilde bir anlamlandırma yoktur. Bu makalede gizli diller ile ilgili bir girişten sonra, listelerde çiçeklere verilen anlamlar tablolarla karşılaştırılmış, Lehçe-i Ezhâr’m çeviri yazısı verilerek, çiçeklerin gizli dili üzerinde değerlendirmede bulunulmuştur.
ISSN:1300-3984