Tarımsal Ürünlere Dayalı Vadeli İşlemlerin (Futures) İslam Hukukuna Uygun Olarak Yeniden Yapılandırılmasına Dair Bazı Öneriler

Öz: Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmesi; iki taraf arasında nitelikleri, miktarı ve vadesi önceden belirlenmiş tarımsal ürünlerin (buǧday, mısır, pamuk, soya fasulyesi, canlı domuz, canlı sıǧır, kakao, vd.) gelecekte öngörülen deǧerine baǧlı olarak belirli bir fiyat ile bugünden alım-sa...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published inCumhuriyet ilahiyat dergisi Vol. 24; no. 3; pp. 1407 - 1428
Main Author Aydın, Aytaç
Format Journal Article
LanguageTurkish
English
Published Sivas Cumhuriyet University, Faculty of Theology 01.12.2020
Cumhuriyet University
Subjects
Online AccessGet full text

Cover

Loading…
More Information
Summary:Öz: Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmesi; iki taraf arasında nitelikleri, miktarı ve vadesi önceden belirlenmiş tarımsal ürünlerin (buǧday, mısır, pamuk, soya fasulyesi, canlı domuz, canlı sıǧır, kakao, vd.) gelecekte öngörülen deǧerine baǧlı olarak belirli bir fiyat ile bugünden alım-satım işlemidir. Bu sözleşme, riskten korunmak (hedging), spekülasyon ve arbitraj amacıyla yapmaktadırlar. Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmeleri vadeli işlem borsasında "emtia vadeli işlem sözleşmeleri" altında gerçekleştirilmektedir. Bu sözleşmeler, sözleşme konusunun teslimi açısından; fiziki teslimat ve nakdi uzlaşma olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilir. Fiziki teslimat ile sonuçlandırılan vadeli işlem sözleşmelerinde vade sonunda dayanak varlık fiziki olarak teslim alınır. Ülkemizde emtia üzerine gerçekleştirilen vadeli sözleşmelerde fiziki teslimat şekli uygulanmaktadır. Nakdi uzlaşma ile sonuçlanan ikinci sözleşme yönteminde ise, vade sonunda dayanak varlıǧın fiziki olarak teslimi söz konusu olmayıp vade sonu uzlaşma fiyatı üzerinden işlem gerçekleşir. Tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmeleri İslam hukuku açısından iki şekilde deǧerlendirilebilmektedir: Birincisi, mal ve bedelinin ikisinin de veresiye olduǧu satış kapsamında; ikincisi ise, tarafları yükümlülük altına sokan bir satış vaadi ve vadesi geldiǧinde satış sözleşmesini içeren mürekkep bir sözleşme. Birinci şekilde deǧerlendirmek daha uygundur zira depoda olan tarımsal ürün vadesi geldiǧinde teslim edilmek üzere hazır olarak bekletilmektedir. Ürün bedeli de vadesinde teslim edilmektedir. Bu şekliyle İslam hukukunda yasak kapsamında deǧerlendirilen veresiye ile veresiyenin satış işlemine benzemektedir. Borsa organizasyonu içinde tarım ürünlerine dayalı vadeli işlem sözleşmesi ile ilgili beş taraftan söz etmek mümkündür; vadeli işlem ve opsiyon borsası, takas kurumu, aracı kurumlar, piyasa katılımcıları, denetleyici kurumlar. İlgili tarafların işlemleri hukuki ehliyet ve temsil yetkisi açısından incelendiǧinde; satıcı ve müşteri adına aracı kurumların vekâleten işlem yaptıkları görülmektedir. Borsa ve kapsamındaki Takasbank ile saklama deposu ise; taraflar adına hem vekil hem de kefil olarak işlemleri yürütmektedir. Dolayısı ile bu vadeli işlem bünyesinde birden fazla sözleşme barındıran niteliǧe sahiptir. Bu sözleşme in'ikadı açısından incelendiǧinde, mütekavvim mal kapsamında deǧerlendirilen tarımsal ürünler olduǧu takdirde taraflar ve îcab-kabÛl ile ilgili bir sakınca görülmemekle beraber akdin konusu malın teslim zamanı depoda olması garanti olan ve satılan miktar ile depodaki miktarın örtüştüǧü oranda olması şartı aranır. Fasit şart açısından; teminatın Takasbank? kaldıǧı süre ile doǧru orantılı olarak en yüksek getiri elde dilecek şekilde faiz geliri ile nemalandırılması şartı dışında tek taraflı yarar saǧlayan; taraflar için çekişmeye yol açan; hukuk düzeninin yasakladıǧı bir şey içeren; akdin muhtevasına ve yerleşik uygulamalara aykırı şartlar içermediǧi görülmektedir. Bu sözleşmeye yürürlük şartları açısından baktıǧımızda; alıcı ve satıcının onay vermesinden sonra başka birinin hakkı ve onay ihtiyacı olmaksızın borsa sistemi içinde işlemler gerçekleşmektedir. Dolayısı ile nafiz bir satış sözleşmesi olarak deǧerlendirilebilir.. Bu sözleşme baǧlayıcılık açısından; ilk bakışta ürün ve bedelinin peşin olmamasından yola çıkarak her iki tarafın da karşılıklı vaadde bulunduǧu ve baǧlayıcılıǧı olmayan vaad olarak görülebilir ancak konu derinlemesine incelendiǧinde farklı bir durum olduǧu ortaya çıkmaktadır. Zira her iki taraf da Borsa'nın öngördüǧü teminatı ödeyerek karşılıklı olarak mükellefiyet altına girmiş olup bir taraf malı vadesinde teslim ile diǧer taraf da parayı teslim ile mükelleftir. Ayrıca sözleşme taraflara muhayyerlik hakkı da tanımamaktadır. Dolayısı ile bu sözleşme lazımî bir akit olarak deǧerlendirilebilir. Ancak bir bütün olarak tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlemlerin günümüzdeki mevcut işleyişi esas alındıǧında İslam hukukuna uygun görülmemektedir. Bu çalışmada, mevcut haliyle İslam hukukuna uygun görülmeyen tarımsal ürünlere dayalı vadeli işlem sözleşmesinin mahiyeti ortaya konulduktan sonra fıkhi tahlili yapılarak İslam hukukuna göre yeniden yapılandırılmış bir model için öneriler getirilmiştir.
ISSN:2528-9861
2528-987X
DOI:10.18505/cuid.778160