Kanser Hastalarında İki Yıllık Subkutan Venöz Port Kateter Deneyimimiz
Amaç: Bu çalışmada malignite tanısı ile port kateter implante edilen hastaların retrospektif olarak incelenmesi ve takipleri sırasında meydana gelmiş olan komplikasyonların ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: 2017 Eylül-2019 Eylül tarihleri arasında XXX Hastanesi Cerrahi Onkoloji Kliniğind...
Saved in:
Published in | Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi Vol. 11; no. 1; p. 122 |
---|---|
Main Authors | , |
Format | Journal Article |
Language | Turkish |
Published |
Balıkesir
Balikesir University, Faculty of Engineering Department of Industrial Engineering
01.02.2022
|
Subjects | |
Online Access | Get full text |
Cover
Loading…
Summary: | Amaç: Bu çalışmada malignite tanısı ile port kateter implante edilen hastaların retrospektif olarak incelenmesi ve takipleri sırasında meydana gelmiş olan komplikasyonların ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: 2017 Eylül-2019 Eylül tarihleri arasında XXX Hastanesi Cerrahi Onkoloji Kliniğinde Subkutan Venöz Port Kateter (SVPK) takılan toplam 109 hasta (67 erkek, 42 kadın) (yaş ortalaması±standart sapma=59.68 ±11.84) retrospektif olarak incelenmiş demografik veri, venöz erişim yolu, teknik ve komplikasyonlar ortaya konulmuştur. Bulgular: En sık SVPK takılan malignitenin kolon kanseri olduğu görülmüştür. Erken dönem komplikasyonlardan Sağ İnternal Jugüler Ven (İJV)’den yapılan girişimlerde sekiz (%8.42) hastada giriş yerinde hematom, dört (%4.21) hastada tünel bölgesi hematomu, altı (%6.31) hastada tünel bölgesi ekimozu görülürken, Sağ Subklavien Ven (SCV)’den yapılan girişimlerde bir (%7.14) hastada giriş yerinde hematom ve bir (%7.14) hastada kateter malpozisyonu görülmüştür. Hastalarda pnömotorak/hemotoraks gelişmemiştir. Geç dönem komplikasyonlarında da İJV’den girişimlerinde altı (%6.31) hastada cilt enfeksiyonu, iki (%2.10) hastada rezervuar malrotasyonu, iki (%2.10) hastada fibrin tıkaç, iki (%2.10) hastada da kateter katlanması görülmüştür. SCV’den yapılan girişimlerde ise iki (%14.28) hastada cilt enfeksiyonu, bir (%7.14) hastada fibrin tıkaç görülmüştür. “Pinch off sendromu” ve venöz tromboz görülmemiştir. İki giriş yolunda komplikasyonlar açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. İJV’den yapılan girişimlerde altı (%6.31), SCV’den girişim yapılan iki (%14.28) hastada çeşitli nedenlerle kateterler çıkarılırken, İJV’den girişim yapılan üç (%3.15) hastada kateter revizyonu yapılmıştır. Sonuç: Subkutan venöz port kateteri kanser hastalarında etkin ve güvenilir bir venöz erişim yoludur. Uygun teknik ve tecrübeli ellerde yapıldığı taktirde minimal komplikasyon ve uzun süreli bir venöz erişim yolu sağlamaktadır. |
---|---|
ISSN: | 2146-9601 2147-2238 |
DOI: | 10.53424/balikesirsbd.972013 |