Türkistan’dan Anadolu’ya Yazı Yazma Geleneği

Anadili oluşturan okuma, dinleme ve konuşma özel bir zaman ve mekân olmadan da yapılabildiği hâlde yazı yazmak kavramı özel yetenek isteyen bir beceridir; çünkü yazı yazmak özel bir zaman ve mekân ister. Türkler yerleşik bir hayata sahip olmadıkları için ilk dönemlerde yazı yazma geleneği zayıf kalm...

Full description

Saved in:
Bibliographic Details
Published inOğuz Türkçesi Araştırmaları Vol. 3; no. 1; pp. 49 - 59
Main Author KOCABAŞ, Beytullah
Format Journal Article
LanguageEnglish
Turkish
Published Eren Çabuk 31.10.2021
Subjects
Online AccessGet full text

Cover

Loading…
More Information
Summary:Anadili oluşturan okuma, dinleme ve konuşma özel bir zaman ve mekân olmadan da yapılabildiği hâlde yazı yazmak kavramı özel yetenek isteyen bir beceridir; çünkü yazı yazmak özel bir zaman ve mekân ister. Türkler yerleşik bir hayata sahip olmadıkları için ilk dönemlerde yazı yazma geleneği zayıf kalmıştır. Türk dilinin yazılı olarak elimizdeki ilk örnekleri VIII. Yüzyılda taşlara kazınmış olan Orhun Yazıtlarıdır. Uygurlar döneminde yerleşik hayata geçildikten sonra ise yazı yazma geleneğinin oluştuğu; özellikle dini, ticarî, siyasî vb. gibi sebeplerle kâğıtlara yazılmış örneklerini görmekteyiz. Daha sonra Karahanlı, Harezm, Kıpçak, Çağatay ve Osmanlı coğrafyasında yazı yazma geleneği farklı kültür coğrafyalarının etkisiyle gelişmiştir. Bildirimizde; Türklerin ilk yurdu olarak sayılan Türkistan coğrafyasında kullanmış oldukları yazı yazma geleneği nasıl şekillenmiş olabilir? Acaba Türkler arasında yazı yazma geleneği nasıl başlamıştı? Yazı yazmak için hangi alfabeleri hangi coğrafyalarda kullanmışlardır? Bu alfabeleri kullanış sebepleri olarak siyasi ve dinî hareketleri görebilir miyiz? Anadolu’ya göç etmiş olan Oğuzlar acaba yazı yazmayı biliyorlar mıydı? gibi soruların cevaplarını arayacağız.
ISSN:2667-5250
2667-5250
DOI:10.52817/oguztad.988670